DÜŞÜNMENİN ÖNEMİ...
Geçmiş peygamberlerden biri zamanında ortaya çıkan şiddetli
bir kıtlık, insanları kasıp kavuruyordu. O kadar ki, bir lokma ekmek bulmak bir
kese altın bulmaktan daha sevindirici oluyordu.İnsanların çektiği açlık merhamet sahibi kimselerin yüreklerini paralıyordu.böyle bir ortamda yoksul bir derviş, çölde yaptığı bir
yolculuk sırasında dağ gibi bir kum yığınına rastladı. Kum yığınının önünde
durup içinden, “Ey Rabbim, ne olurdu şu yığın kumdan olacağına undan oluşsaydı
da ben onu büyük bir zevk ve cömertlikle aç insanlara dağıtsaydım” diye
geçirdi.Bunu o kadar samimi olarak düşünmüştü ki, zamanın peygamberine Allah Teala şöyle
vahyetti: “Falan dervişe haber ver ki, onun halisane niyeti, gördüğü kum
yığını, ona ait bir un yığını imiş de, onu benim rızam için açlara dağıtmış
gibi kendisine sevap yazmama vesile olmuştur."